Sosyal medyayı kullanmak stresli olabilir. Yalnızca Twitter'daki en son ünlü kavgasından veya amcanın Facebook'ta ileri geri konuşmasından bahsetmiyoruz. Aralarından seçim yapman gereken bu kadar içerik ve platform varken, sosyal medyada müziğini tanıtmak çok kısa zamanda fazla yorucu bir iş haline gelebilir. Teknolojinin müzisyenler ve hayranları arasındaki samimiyeti nasıl desteklediğine dair bir bakış sunan Playing to the Crowd (NYU Press) kitabının yazarı ve Microsoft'ta baş araştırmacı olan Nancy Baym şöyle diyor: “Sosyal medya yönetiminin tek bir doğru yöntemi yok. İnsanlar bu işi yapmanın tek bir doğru yolu olduğunu düşünürler ve bu yüzden yanılırlar.”

Harika bir şarkı yapmanın tek bir yolu olmadığı gibi başarılı bir sosyal medya stratejisinin de tek bir yolu olmasa da birkaç en iyi uygulama mevcuttur. Nancy Baym'in yanı sıra WMA'nın sosyal medya yöneticisi Deana Cosper ile de sohbet ettik ve ipuçlarından oluşan bir liste hazırladık. Beğeneceğini umuyoruz.

Platformunu bul. Kendine uygun bir platform seçmek zor olabilir. Havalı görsellerle çalışmak tam bana göre diyorsan Instagram doğru seçim olacaktır. Espriler ve hayranlarla tatlı atışmaları mı seviyorsun? O halde Twitter kullanmalısın. Ancak her sosyal medya platformunda arada bir de olsa görünmen önemlidir. En azından bu sayede sosyal medyada senmiş gibi davranan kişileri engelleyebilirsin. "En rahat olduğun platforma odaklan, ama diğerlerinde de boy göstermeyi unutma." diyor Cosper. "Sırf bazı insanlar yeni bir platformda rahat değiller diye hayran topluluklarını ayırmaman gerekir." Cosper'a göre, Instagram'a odaklanıyorsan Facebook'u "en iyiler" koleksiyonun gibi görebilir ve yeni çıkan müziklerini, önemli çalma listelerinde yer almanı ve hayranları harekete geçirmek istediğin duyuruları paylaşabilir; Twitter'ı da arada bir aklına gelen düşüncelerini paylaştığın yer olarak kullanabilirsin.

Paylaştığın her şeyin kalıcı olması gerekmez. Bazı paylaşımlar kendi kendini yok edecek şekilde tasarlanmıştır. Snapchat'in popüler hale gelmesi ile Facebook ve Instagram da bir gün sonra kaybolan geçici "hikayeleri" kullanıma sundu. Bir görsel paylaşmak istiyorsan ve sayfanda sonsuza kadar kalmasını istemiyorsan, ayrıca bu görseli Twitter'da paylaşmak da istemiyorsan, görseline kişilik katacak yazılar ve çıkartmalar ekleyerek bir hikaye olarak paylaşmak iyi bir tercih olabilir. Böyle bir paylaşım, seni takip eden hayranların ilgisini çok çeker. Özellikle de hikayelerinde yeni çıkaracağın şarkılardan bölümler veya stüdyodan klipler gibi yaratıcılık sürecine özel anlar sergileyen video özelliklerini kullanırsan.
Paylaşımlarının sayısı değil içeriği önemli. Sanatçılar ana akışlarındaki gönderilerinde en yüksek kaliteye odaklanırken, Instagram Hikayeleri'nin ve Facebook Hikayeleri'nin daha "rahat" doğası sayesinde anlık paylaşımlarla yüksek etkileşim kurabilirler.

Paylaşımlarını kısa tut. Twitter'ın 280 karakterlik sınırı kısa paylaşımları zorunlu hale getirirken, Facebook ve Instagram'daki metinler de çoğu durumda kısa tutulmalı çünkü kitap uzunluğundaki metinler bazen kullanıcıların okumadan geçmesine neden olabiliyor. Elbette bazı anlar ve dönüm noktaları daha uzun yazıları gerektirir. Ancak Cosper'in dediği gibi "içeriği kısa tutmak ve her zaman bir amaç doğrultusunda hareket etmek" hayranların seni takip etmeyi sürdürmelerini sağlar.

Paylaşımların kendini tekrar etmesin. Arada bir sosyal medyadaki kişiliğini yenilemen iyi olur. Republic Records, WMA'nın da yardımıyla 2016 yılında Instagram hesabını tamamen yeniledi ve hesaba yeni bir kimlik ile yeni görseller getirdi. Bu hareket, sayfanın takipçi sayısını %71 oranında artırdı ve beğenilerle yorumlarda gözle görülür bir artış sağladı. Bu yenilemenin açıkça yapılması hayranların ilgisini de artırabilir. Geçtiğimiz yıl Reputation albümünü çıkarmadan hemen önce Taylor Swift'in sosyal medya hesaplarını temizlemesine gösterilen tepkiye bakmak yeterli olacaktır.

Eğlence kat. Kısıtlı vaktin varsa, şarkı yazarken, kafede otururken veya uzun bir yolculuk sırasında paylaşacağın, günlük hayatından küçük kesitler sunan eğlenceli ve kısa paylaşımlar yaparak bir sonraki sanatsal Instagram fotoğrafından önce minik bir mola verebilirsin. "Çok çaba veya zaman harcamadan da en iyi şekilde yararlanabileceğin anlar vardır." diyor Cosper. "Özellikle bağımsız sanatçıların tüm hayatları sanattır."

Ayrıntıları unutma. Sosyal medya, sanatçıların her yaptığını görebildiğimizi düşünmemize neden olsa da bir gönderinde "Paylaş" düğmesine basmadan önce takip etmen gereken adımlar vardır. "Çoğu zaman en iyi yöntemler uygulanmıyor." diyor Cosper. "Harika bir içeriğin vardır, 'Şarkım New Music Friday'e girdi.' dersin, ama çalma listesinin bağlantısını vermezsin. Bu en iyi yöntemleri uyguluyorsan, mesela bu örnekte kısa bir video oluşturup "Parçam New Music Friday listesine girdi. Desteğiniz için sonsuz teşekkürler!" demen gerekir. Böylece insanlar video ile etkileşim kurabilir, paylaşımında da kolayca takip edebilecekleri bir bağlantı vermiş olursun."

Yenilikleri takip et. "Sanatçılara, hayranlarına ulaşmak istiyorlarsa geçerli bir kreatif stratejiye sahip olmaları ve altı ay önce kullandıkları tekniklerin artık işe yaramayabileceğini unutmamaları gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz." diyor Cosper. Paylaşımları kullanıcılara sunan algoritmalardaki değişiklikler, paylaşımlarını belirli bir şekilde yapmaya alışkın sanatçılar için zorluk teşkil edebilir. Örneğin Facebook algoritmaları, son zamanlarda bağlantıların paylaşımların kendisinde değil, yorumlarda yer aldığı paylaşımları tercih edecek şekilde değişti. "Çok fazla ipucuna sahip değiliz." diyor Cosper. "Sistemi yenmek değil ama paylaşımlarının hayran kitleleri için optimize edilmesini sağlamak, neredeyse tamamen sanatçıya ve yayıncılara kalmış durumda." Dijital medyaya odaklanan Digiday ve AdAge gibi yayınlara arada bir göz atarak veya platformları eleştirel bir gözle kullanarak bu değişimlerden haberdar olmak, bu optimizasyonun gerçekleştirilmesine yardımcı olabilir.

Kendini belirli bir kimliği sergilemeye zorlama. "Sanatçıların sosyal medyayı nasıl ele almaları gerektiği sorulduğunda, sanatçıların anlamlı bir hayata sahip, mutlu olmak isteyen insanlar olduğu düşüncesiyle yola çıkıyorum," diyor Nancy Baym. "Bence şunu sormamız gerek: Halkla etkileşimlerinde hangi yollar hem seni mutlu eder hem de kariyerinin de gelişmesine yardımcı olur? Hayatının ne kadarını paylaşmak istiyorsun? Ne kadarını paylaşmak istemiyorsun? Hangi konular hakkında konuşmak istiyorsun? Hangi konular hakkında konuşmak istemiyorsun? Baym'ın dediği gibi sosyal medyadaki "doğal olma beklentisi" kendilerini daha stilize bir biçimde ifade etmek veya özel hayatlarını meraklı gözlerden saklamak isteyen sanatçılar için çok rahatsız edici de olabilir. Bu durum, yorumlara yanıt veren kullanıcılarla girilen talihsiz atışmalara da neden olabilir. İnternet çocuğu olarak bilinmek veya gözlerden uzakta kalmak isteyebilirsin. Ancak çalışmalarını her zaman düşünmen gerekir.

Sık sık kendine dön. "Sosyal medyadaki varlığın bir denge meselesidir," diyor Baym. "Üstünde gerçekten çok düşünmeli ve senin için nelerin uygun olduğunu devamlı tartmalısın." Baym, sosyal medyanın devamlı değişen doğası gereği bazen insanların dürtülerine göre davranıyormuş gibi görünebildiklerini belirtiyor. "Yaptığı işi iyi yapan ve bunun karşılığında başarılı olan herkese karşılık, benzer şeyler yapan ama o kadar da başarılı olmayan insanlar vardır,” diyor Baym. “Sana nelerin uygun olduğuna kendin karar vermelisin.”

*— Maura Johnston *